skip to Main Content
BİZİ ARAYIN +90 272 213 49 50

Sağ kalan eşin mal rejimi tasfiyesi

Afyon avukat bürosu Eşin ölümü halinde mal rejimi tasfiyesi Sağ kalan eşin mal rejimi tasfiyesi nedeniyle katılma alacağı davası ve miras payının hesaplanması-Sağ kalan eşin mal rejimi tasfiyesi nedeniyle talep ettiği alacak terekeye ait bir borç olarak kabul edilir. Tereke borcundan bütün mirasçılar miras payları oranında sorumludur. Bu nedenle bu tür davalarda davacı ile davalı sıfatı kısmen birleşir. Terekeye ait borç ödendikten sonra kalan miktar, mirasçılar arasında miras payları oranında paylaşılır. 8. Hukuk Dairesi 2021/1637 E. , 2021/4438 K.”İçtihat Metni”MAHKEMESİ :Aile MahkemesiDAVA TÜRÜ : Katkı Payı AlacağıTaraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada bozma üzerine yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.K A R A RDavacı … vekili, dava dilekçesinde sayılan taşınmazlar nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 10.000,00 TL alacağın yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 18.05.2018 tarihli dilekçesiyle talep miktarını toplam 237,127,13 TL’ye yükseltmiştir.Davalı … vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Davalı … … 12.02.2008 tarihli celsede, annesinin çalışarak taşınmazların edinilmesinde katkısı olduğunu, annesinin davasına itirazı olmadığını, annesinin en az babası kadar katkıda bulunduğunu beyan etmiştir.Mahkemece, 10.03.2010 tarihli kararla, davalı … yönünden davanın reddine, davalı … … (…) yönünden davanın fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla kabulü ile 10.000,00 TL’nin dava tarihi olan 04.06.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … … (…)’ dan alınarak davacı …’a verilmesine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Yerel Mahkemenin kararı, Dairenin 21.03.2013 tarihli ve 2012/10271 Esas, 2013/4129 Karar sayılı ilamıyla, taşınmazların edinme tarihinde gerek davacı, gerekse de muris … …’ın yurt dışında çalışmakta olduğu, taşınmazların edinilmesinde davacının katkısının bulunduğunun kabulü gerektiği, davacının katkı payı alacağının belirlenmesi, sonra davalıya düşen miras payı da göz önünden bulundurularak karar verilmesi gerekirtiği gerekçesiyle eksik araştırma ve inceleme nedeniyle bozulmuş, davalı …’ın karar düzeltme talebi ise Dairenin 17.11.2014 tarihli ve 2014/14449 Esas, 2014/20941 Karar sayılı ilamıyla reddedilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda 11.04.2019 tarihli kararla, davanın kısmen kabulüyle; 118.563,57 TL alacağın ıslah tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili ve davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 Sayılı HMK mad.33). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, ölüme bağlı mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan katkı payı alacağı isteğine ilişkindir.1. Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve uyulan bozma ilâmında açıklandığı üzere işlem yapılıp sonucu dairesinde hüküm tesis edildiğine göre, davacı vekili ve davalı … vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.2. Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelemesine gelince;a. Hakim, tarafların talep sonucu ile bağlı olup, kararında taleplerin herbiri hakkında verilen hükmü göstermesi gerekir (HMK mad. 26; 297/2).Somut olayda, 10.03.2010 tarihli davalı … yönünden davanın reddine, davalı … yönünden davanın kabulüne dair ilk karara yönelik davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairece eksik araştırma ve inceleme nedeniyle bozulmuştur. Mahkemece, bozmadan sonra sadece davalı … yönünden karar verilmiş, diğer davalı … yönünden olumlu-olumsuz bir karar verilmemiş ise de, bozma kapsamı dışında kalan hususlar usuli kazanılmış hak oluşturmakla birlikte yeniden hüküm kurulmalıdır. Bozma kapsamı dışında kalan hususlarda açıkça onama kararı da bulunmadığından, bu haliyle kararın infazında tereddüt hasıl olacağından Mahkemece, HMK’nin 297/2. maddesi gereği tüm talepler yönünden talep miktarı ve usuli kazanılmış haklar göz önünden bulundurularak yeniden hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.b. 743 sayılı TKM’nin 170. maddesi uyarınca mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen mallardan kaynaklanan katkı payı alacağına faiz talebi bulunduğu takdirde dava dilekçesindeki miktar yönünden dava, ıslah edilen miktar yönünden ise ıslah tarihinden geçerli olarak yasal faize hükmedilmesi gerekir.Somut olayda, Mahkemece, dava dilekçesindeki miktar yönünden dava, ıslah edilen miktar yönünden ise ıslah tarihinden geçerli olarak yasal faize hükmedilmesi gerekirken alacağın tamamına ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi de hatalı olmuştur.3. Davalı … vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelemesine gelince;Mal rejiminin tasfiyesi sonucunda belirlenecek alacak, terekeye ait borç olup, mirasçıların miras paylaşımından önce ödenmesi gerektiği kabul edilmektedir. Terekeye ait borç ödendikten sonra kalan miktar, mirasçılar arasında miras payları oranında paylaşılır. Tereke borçlarından bu sıfatını kaybetmemiş tüm mirasçılar, üçüncü kişilere karşı kişisel olarak (4721 Sayılı TMK mad.599/2) ve müteselsilen (TMK mad.641) sorumludurlar. Her ne kadar, davacı temyize konu davayı terekenin alacaklısı sıfatıyla açmış ise de; davacı ve davalılar, ortak mirasbırakan … …’ın mirasçısıdırlar ve tereke borçlarından yukarıda açıklanan kanuni düzenlemeler çerçevesinde hepsi de sorumludurlar. Başka bir anlatımla, mirasçılık sıfatına sahip olduğundan (TMK mad.499), alacaklı ve borçlu sıfatı davacı sağ eşte kısmen birleşmiştir.Taraflarca, mirasçılardan herhangi birinin mirasçılık sıfatını yitirdiği (4721 Sayılı TMK 511 vd., 578 vd., 605 vd. maddeleri) iddia edilip kanıtlanmamıştır.Tüm bu açıklamalar nedeniyle, davacı mirasçı sağ eşin mal rejiminin tasfiyesi nedeniyle talep ettiği ve terekeye ait borç sayılan alacak miktarından, davanın mirasçılar arasında görülmesi nedeniyle, davacı ve davalılar dahil bütün mirasçılar miras payları oranında sorumludurlar. Buna göre, hüküm altına alınan tereke borcundan davacının da miras payı oranında sorumlu olduğu göz önünde bulundurularak, davalıların miras payları oranında sorumlu oldukları miktarların hüküm fıkrasında gösterilmesi suretiyle hüküm kurulması gerekirken, bu husus göz ardı edilerek toplam katkı payı alacağının sadece davalı sayısına bölünürek bulunan alacağa yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazları yukarıda 2. bentte gösterilen sebeplerle, davalı … vekilinin temyiz itirazları da yukarıda 3. bentte gösterilen sebeplerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davacı vekili ve davalı … vekilinin diğer temyiz itirazlarının yukarıda 1. bentte gösterilen sebeplerle reddine, HUMK’un 440/I. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 27.05.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Eşin ölümü halinde mal rejimi tasfiyesi

boşanma davası

www.facebook.com/cankayakurthukuk

www.instagram.com/cankayakurthukuk/

sağ kalan eşin mal rejimi tasfiyesi
eşin ölümü halinde mal rejimi tasfiyesi